Bu Blogda Ara

14 Haziran 2016 Salı

DERSİN BAŞINA OTURAMIYORUM!!!

Okullar artık açıldı ve yavaş yavaş dersler de başlıyor. Bu sene kimi çocuk ve genç için sınav senesi, kimisi için ise sınavdan önceki eğitim dönemi. Hepsi de az ya da çok ders çalışmak zorundalar. Ama asıl önemli olan onları dersin başına oturtabilmek diye düşünüyorum. Gençlerin her zaman söyledikleri söz ”Dersin başına oturmak içimden gelmiyor” oluyor. Ben de onlara genelde içlerinden çalışma arzusunun gelmeyeceğini ama çalışma arzusu gelmese de dersin başına oturmaları gerektiğini söylüyorum. Masaya oturup isterlerse bir dergi okuyarak biraz oyalanabilir, sonra yavaş yavaş ders çalışmaya başlayabilirler. Ama genelde aileler bu konuda bizler gibi düşünmüyorlar. Ailelerin düştüğü en büyük hata çocukların okuldan gelir gelmez derslerini yapmalarını istemeleri aslında. Bu çok gerçekçi bir düşünce değildir çünkü okuldan gelir gelmez biraz olsun kafalarını dinlemeden, tekrar dersin başına oturamamakta otursalar bile çalışamamaktadırlar. Okul sonrası biraz dinlenip ara verdikten sonra dersin başına oturmaları, her 20 dakikada bir ara vererek çalışmaları çok daha verimli olacaktır. Böylelikle sıkılmadan çalışmalarını sürdürebilirler. Tabii bu aralarda bilgisayarın ya da televizyonun başına geçmemeleri gerekir. Normalde çocukl ve gençlerin 20 dakika boyunca dersin başında oturabilmelerini bekleriz. Bu süre boyunca oturamıyorlar, sıkılıyor, oflayıp pufluyor, 5 dakika bile dersin başında duramıyor, kalem silgi düşürüyor, sürekli tuvalete giriyor ya da su içmeye mutfağa gidiyorlarsa o zaman bir dikkat eksikliği durumundan şüphelenmek gerekir. Eğer böyle bir durumları varsa önce dikkat eksikliği durumu ortadan kaldırılmalıdıri aksi takdirde ders çalışmaları mümkün olmayacaktır. Bu durumdaki çocukların ve gençlerin mutlaka bir psikiyatrik yardım almaları ve dikkat eksikliğinin ortadan kaldırılması, onların daha uzun süre, sıkılmadan dersin başında oturabilmelerine ve dolayısıyla verimli olarak ders çalışabilmelerine yardımcı olacaktır. Bunu yapmadan onlara kızmak, tembel damgası vurmak onların ders çalışmasına fayda sağlamayacağı gibi bizimle arasındaki köprünün de yıkılmasına neden olacaktır. Sonuç olarak dersin başına bir türlü oturamayan gençlere çok ısrar etmemeli, önce sorunun kökenine inmeye çalışmalıyız. Ders çalışmanın bir alışkanlık olduğunu unutmamalı ve bu alışkanlığı çocuklarımıza kazandırma konusunda gerekirse eğitim koçlarından yardım almalı, eğer bu da bir işe yaramıyorsa bir sorun olup olmadığını öğrenmek için psikiyatrist ya da psikoloğun yardımını almalıyız.

KAYNAK:http://www.hurriyetaile.com/yazarlar/sabri-yurdakul/dersin-basina-nasil-oturtabiliriz_1116.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder